Son yıllarda İstanbul’da ve birçok ilde sık sık sel felaketleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle 16 milyon nüfuslu mega kent İstanbul, sıkça sağanak yağışlara teslim oluyor.
Meydana gelen sel felaketinde sokaklar, caddeler açık nehir vazifesi gördüğünden, özellikle çukur olan bölgelerde çok sayıda ev ve iş yerini su basıyor.
Şehir, depremden sonra şimdi de sel tehlikesiyle karşı karşıya. Bu yüzden sel konusuna açıklık getirmek istedim.
Sel, en kurak ve en nemli alanlar dahil dünyanın hemen her yerinde meydana gelebilmektedir. Çok farklı şekillerde tanımlanmakla beraber sel, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan büyük su kütlelerinin akarsu yataklarında, vadi yamaç ve tabanlarında, çukur alanlarda ve kıyılarda kontrolsüz bir biçimde akması ve yayılması olayıdır.
***
Buharlaşmanın fazlalaşması ve atmosferde yağışa dönüşebilen birikmiş su miktarının artması ile metrekareye daha fazla yağışın düşmesi, sera gazları emisyonlarının artması, artan araç sayıları, plansız yapılaşma, artan betonlaşma ile iklim daha çok değiştiğinden, genellikle belirli bir bölgeye kısa süre içerisinde aşırı miktarda yağış yağması da sellere sebep teşkil etmektedir.
Selin nedenlerinden birisi de bölgedeki nehir ve dere yataklarının kapasitesidir.
Yağmur yağdığında, toprak adeta bir sünger görevi görür. Toprak, doygunluğa ulaştığında ise artık yağan her miktar yüzeyde akıntılar oluşturmaya başlar. Ağaçlık bir bölgedeki toprak müthiş derecede su emici olup, taşlık bir bölgede zor emicidir.
En az su emici bölgeler ise beton bölgelerdir. Yeşilin ve toprağın; bina, otopark, yol, hava alanı, alışveriş merkezi yapılarak betonlaştırılması sel baskınlarına sebep teşkil eder.
***
Sel, birkaç saat veya birkaç gün içinde olabilir. Sellere oluştukları ve etkili oldukları duruma göre, akarsu selleri (taşkın), dağlık alan selleri, şehir selleri gibi çeşitli isimler verilmektedir.
Normalde belirli bir yatak içinde akan akarsu, fazla suyu taşıyamaz ve yatağından taşarak, taşkın yatağında akmaya başlar. Bu durum devam ederse çevredeki alanlara yayılır ki, bu olaya nehir seli ya da taşkın denir.
Buna göre taşkın, “akarsularla ilişkili bir sel olup, akarsuyun aşırı yağış, ani kar ve buz erimeleri gibi daha birçok nedene bağlı olarak yatağından taşarak çevresindeki düz ve çukur alanlara yayılması, canlı–cansız ve kültürel çevreye zarar vermesi” olarak tanımlanabilir.
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sel olayı, “en sık görülen ve en çok zarar veren doğal afetler” sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Sel olayı özellikle gelişmekte olan ülkelerde, arazilerin yanlış kullanımı, ormanların tahribi, yerleşme ve sanayi alanlarının seçiminde yapılan yanlışlıklar, alt yapı yetersizliği, hızlı nüfus artışı, gibi pek çok nedenden dolayı daha etkili olmakta ve birçok ülkede doğal afetlerde ilk sırayı almaktadır.
Gelecek hafta bu konuya devam edelim…