Terörden sonra Türkiye’nin en önemli konusu olan kentsel dönüşümün daha fazla hızlanması ve aynı zamanda da Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörüne de canlılık getirmesi amacıyla, inşaat maliyetlerini düşürücü önlemlerin tedbirlerin ve teşviklerin mutlaka sağlanması gerekmektedir.
Deprem kuşağı üzerinde olan ülkemizde, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan yapı stokumuzun hızlı dönüşümünün tek bir kurumla sağlanması da hızlanması da mümkün değildir.
Kısa sürede riskli yapı stokumuzun yenilenmesi için mutlaka yerel idarelerin de bu sürece alan bazlı uzun vadeli planlama ile kentsel dönüşüm modellemeleriyle girmesi, aynı zamanda mülkiyet sahiplerinin de can ve mal güvenliğini tehlikeye atan binalarının yenilenmesini teşvik edici, maliyeti düşürücü iş ve finans modellemelerinin hayat geçirilmesi lâzım.
***
Özellikle kentsel dönüşüm inşaatlarında, inşaat maliyetinin aşağıya çekmek için ithal ürünlerden ziyade, yerli malzemelerin kullanılması ve teşvik edilmesi ciddi anlamda maliyeti düşürücü bir etken olabilmektedir.
Böylece, hem yurt dışına paramız gitmeyecek hem de iç piyasada yerli firmalara da canlılık gelecektir. Türkiye özellikle son yıllarda inşaat malzemeleri üretimi konusunda çok ciddi mesafeler kat etmiş olup dünyanın değişik ülkelerine de ihracat yapmaktadır.
Ürettiğimiz bu kaliteli ürünleri yabancı ürün hayranlığından vazgeçerek kentsel dönüşüm inşaatlarında kullanmalıyız.
***
Ayrıca yapımı devam eden inşaatlarda (şantiyelerde) enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak, çevresel faktörler göz önüne alınarak (yağışla gelen suyun kullanım suyu olarak depolanması, atıktan enerji elde edilmesi ve benzeri gibi) inşaat yapımında kullanılan elektrik, su ihtiyacının buralardan sağlanması, ciddi anlamda maliyeti düşüreceğinden inşaat yapım maliyetleri de düşecektir.
Bir önemli husus da yapılacak olan inşaatın talebe ve ihtiyaca cevap verebilecek lokasyonlarda yapılmasıdır. Bu, inşaat yapım ve satış sürecini kısaltacağından, finansman maliyetinin dönüşü de uzun yıllara dayanmayacak, kısa sürelerde geri dönüşünün sağlanması, verimlilik esasına dayalı iş planlamalarının yapılması, eğitimli iş gücünün de inşaatlarda çalıştırılması, inşaat maliyetinin daha da düşmesini sağlayacaktır.
***
Diğer önemli husus da kentsel dönüşümde ticari bir getiri amacı gütmeden riskli binalarını yenilemek isteyen vatandaşlarımıza ayrıca ilave destek ve teşvikler sağlanmalıdır. Bu kapsamda kendi binasını yenilemek isteyen vatandaşlarımıza mutlaka KDV ve SGK muafiyeti veya indirimi sağlandığında ciddi anlamda vatandaşın inşaat yapım maliyeti düşecektir.
Böylelikle Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ve 250 iş kalemini etkileyen inşaat sektöründeki hareketlilik, ekonomide de ciddi bir canlanma sağlayacak olup; aynı zamanda maliyetlerin yüksek olmasından kaynaklı kendi binalarını yenilemeyen vatandaşlarımızı da maliyetin düşmesiyle binalarını yenilemeye sevk edecektir.
Ve diyorum ki:
“Artık yeni bir iş ve finans sitemi kurulmalıdır.”