Kıbrıs, dünyadaki depremlerin yaklaşık yüzde 15’inin meydana geldiği, Alp-Himalaya deprem kuşağında yer almaktadır. Tarihsel kaynakları incelediğimizde geçmişte depremlerin Kıbrıs’ı etkilediğini ve çok sayıda şehirlerin depremden etkilendiğini görmekteyiz. M.Ö. 26 ile M.S. 1900 yılları arasında, en az 8 şiddetinde 16 yıkıcı deprem olmuştur.
1896-2004 yılları arasındaki dönemde deprem odaklarının Kıbrıs üzerine karşılık geldiği 400’den fazla deprem olmuş, bu depremler adanın belirli bölgeleri ile çevre ülkelerde de hissedilmiştir. Bu depremlerden 14 tanesi hasara yol açmış ve yaralananlar da olmuştur. En şiddetli depremler 1941,1953,1995 ve 1999 yıllarında olmuştur.
1995-1999 yılları arasında sismik aktivitelerde artışlar gözlenmiştir. Kıbrıs, sismik yönden hareketli bir bölgede yer aldığından bütün ada depremden etkilenecek durumdadır. Kıbrıs’ın, depremde en aktif bölgesi Baf’tan Limasol’a oradan Larnakaa ve Magosa’ya uzanan kıyı şerididir.
Deprem bir doğa olayı olduğuna göre insanoğlunun bundan kaçınması mümkün değildir. Ancak insanoğlu bugün, depremlerin yapıda vereceği zararları azaltabilecek veya depremlerin binalar üzerinde olumsuz etkilerini giderebilecek bilgiye ulaşmıştır.
Bu nedenle depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi ve mevcut binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca deprem sonrasında uygulanacak planlar ve önlemler için gerekli çalışmanın yapılması mecburi gözükmektedir.
Kıbrıs da bir deprem kuşağında olduğuna göre KKTC’de de Türkiye’de olduğu gibi kentsel dönüşümü hayata geçirmek durumundayız. Türkiye’deki gibi çok katlı binalar olmasa da son zamanlarda 6-7 katlı binalar yapılmaya başlanmıştır. Depremde sadece yüksek katlı binalar değil, alçak katlı binalar da can ve mal güvenliği riski taşımaktadır.
Bu nedenle olabilecek deprem şiddetini baz alarak, mevcut yapıların olası bir depreme karşı risk taşıyıp taşımadığının tespitlerinin yapılması gerekmektedir. Deprem sadece Türkiye’yi değil, yavru vatan Kıbrıs’ımızı da etkileyecek olduğundan Kıbrıs’ta da kentsel dönüşümü düşünmek ve uygulamak zorundayız.