Son zamanların en düşük seviyesinde olan konut kredi faiz oranları, konut satışlarının ciddi anlamda artmasına neden olmuştur.
Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektöründeki bu canlanma 250 iş kaleminde ekonomik canlılık getirmiştir.
Esasında daha fazla konut satışı olabilirdi ancak faiz oranlarının açıklanması ile satıcıların fiyatları yükseltmesi bu süreci olumsuz etkilemiştir.
Sürekliliğin devam edebilmesi için açıklanan konut kredi faiz oranlarının hiç olmazsa sene sonuna kadar sürmesi canlılığın devam etmesine ve eldeki konut stokunun azalmasını sağlayabilirdi.
***
Fakat Temmuz ayı içerisinde tekrar konut kredi faiz oranlarının yükselmesi süreci olumsuz etkileyecektir. Pandemiden dolayı durgunluğa giren ekonomi, açıklanan kredi faiz oranlarının düşürülmesiyle bir nebze canlansa da faiz oranlarının artması canlılığın devamını olumsuz etkileyebilir ve konut satışlarında da azalma eğiliminin baş göstermesini tetikleyebilir.
Kentsel dönüşüm kapsamında kendi binalarını yenilemek isteyen vatandaşlarımız, inşaat maliyetleri yüksek olduğundan yenileme veya güçlendirme çalışmalarına girememektedir. Hızlanması gereken kentsel dönüşüm, maliyet ve uygulama aksaklıklarından kaynaklı bir türlü istenilen seviyeye gelememiştir.
***
Ekonomik durgunluktan kurtulmak ve hareketlilik getirmek için hükümet, mobilya gibi ürünlerde KDV indirimi yaparken insan sağlığı ve hayatı için çok önemli olan vatandaşın riskli binaların dönüşümünde KDV’nin yüzde 18 olması, kredi faiz oranlarının yüksek olması,kredi ödeme süresinin uzun olmaması, maliyeti ciddi anlamda etkilemektedir.
Yine birçok alanda sigorta desteği sağlanırken kentsel dönüşümde de aynı sigorta desteğinin sağlanması süreci olumlu etkileyeceği kanaatindeyim.
Türkiye’de bulunan 6,5 milyon konutun çok kısa sürede güçlendirme veya yeniden yapılması bakanlık eliyle mümkün olmayacağından, sürece mutlaka vatandaşın ve belediyelerin olumlu yaklaşım göstermesi ve kolaylaştırıcı düzenlemelerin yapılarak yeni iş ve finans modellerinin oluşturulması gerekmektedir.