0

“Ünye ve Kentsel Dönüşüm”

2014 yılında Yılında Yayınlanan yazım ve bugün devamı

2014 YILINDA YAYINLANAN “ÜNYE VE KENTSEL DÖNÜŞÜM” KONULU YAZIM ;

 

Ünye kendine bağlı belde ve köyler ağırlıklı olmak üzere birçok yerden ve yoldan yoğun bir biçimde göç almaktadır. Yaklaşık 50 yıldır artarak göç almayı sürdüren Ünye bu nüfus hareketine hem alt yapıda hem üst yapıda hazırlıksız yakalanmış, denetimsiz yapılaşma ve çarpık kentleşmeye maruz kalmıştır.
Yetmişli yıllara dek Ünye’de en çok üç katlı bahçeli taş ve betonarme yapılarda sürdürülen yaşam sonraki yıllarda ortaya çıkan yoğun göçler sonrasında yerini çok katlı betonarme yapılara mahkûm etmiştir. İmar mevzuatına aykırı, kurallara uymayan ve çevresinde rahatsızlığa neden olan bu yapılaşma süreci, insanımızı huzur ve konfordan mahrum bırakmış, hava ve güneş alma olanaklarını çok kısıtlamış yoğun, nemli ve küflü evlerde sağlıksız bir yaşama mecbur etmiştir.
Yaşamımızı ve geleceğimizi olumsuz etkileyen bu çarpık ve kuralsız yapılaşma sorunu üzerinde hassasiyetle durmamız ve hızla çözmemiz gereken bir sorundur. Bu sorun çözülmedikçe, Ünyeliler çocuklarına ve torunlarına sağlıklı bir kent bırakma umudundan yoksun kalacaklardır. Kentimizin planlamasını bu gerçekler doğrultusunda ele alarak tüm planları insanımızın sağlığı, huzuru ve rahatını sağlamak için Kentsel Dönüşüm Projeleri biran önce hazırlanmalı ve uygulamaya sokulmalıdır. Bu arada belirtmek isterim ki Kentsel Dönüşüm Projeleri sadece binaları yıkıp yenisini yapmak değildir. Çıkan bu fırsatı iyi değerlendirerek kaybolan değerlerimizi de geri kazanmış olmakla birlikte istihdam yaratıcı projeler, gençliğe ve bayanlarımıza yönelik projelerde geliştirilmelidir.(2009 yılında daha Türkiye’de bu konu bilinmezken bu konuyu Ünye basını ve kamuoyu ile paylaşmıştım)
Ünye’de yerleşim Akçay’dan Kavaklara kadar uzanan yaklaşık 24 km’lik karayolu çevresinde şekillenmiştir. Bugüne kadar yapılan planlar kentin sadece doğu-batı yönünde büyümesine yol açmıştır. Bu tür bir planlama ve yerleşim bütün dünyada en kötü yerleşim şekli olarak kabul edilmektedir. Çağdaş kentler tek bir merkez çevresinde dört bir yana büyür ve bu anlayışla planlanır.
Ünye’mizi içeriye güneye doğru açarak, bu yönde yeni yerleşim alanları oluşturacak bir planlama yapılarak kentimizin güney, en bol güneş alan, havası temiz, insan hayatı ve çevre sağlığı için en uygun yerleşim bölgesidir.
Hem bu yeni bölgeler hem de zaten kurulmuş bölgeler için en uygun çözümler sağlayacak ve 50-100 yıllık geleceği gözeten imar planları yaparak kentimize ve sosyal yaklaşımımıza kentsel dönüşüm projeleri ile çekidüzen vermiş olacağız.
Ünye eski uygarlıkların derin izlerini taşıyan kökü çok eskilere uzanan bir kenttir. Geçmişte deniz ticareti ve liman şehri olarak öne çıkan Ünye’miz bugün bölgesinde ve ülkesinde öne çıkan bir özelliği bulunmamaktadır.
Kentsel Dönüşüm Projeleri hazırlanırken kentimizin özellikle öne çıkması gereken yönleri hassasiyetle dikkate alınmalıdır. Tarihsel varlıkları, kalesi, doğal zenginlikleri, insanımızın zengin kültürü, bitki örtümüz, ürün çeşitliliğimiz, üç yöne açılan kara yollarımız, limanımız, projesi hazırlanan demiryolu, hemen iki yanımıza yapılan hava alanları dikkate alınarak Ünye’mize yeni roller kazandırmak zorundayız.
Ünye’de çarpık kentleşmeden doğan ve kentimizi boğan yerleşim alanları ve buralardaki yetersiz cadde, sokak ve geçişlerin yarattığı sıkışıklığın aşılması, buralarda yaşayan vatandaşlarımıza hem nefes aldıracak hem de ihtiyaç hissettikleri ışığı ve havayı sağlamış olacaktır. Kentsel dönüşüm projeleri ile Ünye’mize yeni yollar ve caddeler, meydanlar, yeşil alanlar, otoparklar, çocuk oyun alanları kazandırılmış olacaktır. Yeni yapılan çevre yolu ile sahil yolunu birbirine bağlayan ana yollar, kentimiz için yeni genişleme alanları ve büyüme ortamı oluşturacaktır. Bu noktalardan hareketle kentimizi yeniden gözden geçirerek ulaşım güzergâhlarını yapılacak Kentsel Dönüşüm Projeleri ile belirlemiş olunacaktır.
Kentsel Dönüşüm Projeleriyle gerek kent içinde kurulu bölgelerde gerekse kente katılacak yeni alanlarda uzun bir geleceği hesaba yeşil alanlar, meydanlar oluşturulmalıdır. Özellikle sahil bandımızın şehir içi ile bütünleşmesini sağlayan, Tabakhane deresi kıyısı boyunca oluşturularak rekreasyon alanları kentimizin doğal güzelliği ve zenginliğine yeni katkılar sağlayacaktır.
Tarihsel yapı ve mekânlarımız yeterli koruma sağlanmadığı için çok kötü durumdadır. Günümüze ulaşabilen eski evlerimizi ve daha önceden resimlenerek rölövesi hazırlanan ve yok olmaya yüz tutmuş olanları yeni canlandırmak hazırlanan Kentsel Dönüşüm Projeleri ile daha kolay hale gelecektir. Ordu’nun büyük şehir olması nedeni ile hizmetler ilçelere, beldelere, köylere, mahallelere ilçe belediyelerinin azmi ve takibi ile daha hızlı ve kolay iletilecektir. İlçelerin ve beldelerin yapmakla yükümlü olduğu altyapı gibi maliyeti yüksek olan hizmetler artık Büyük-şehir olması nedeni ile Büyük-şehir Belediyesi tarafından sağlanacak olup bunların yapılması yönünde, ilçe belediyeleri de gerekli hassasiyeti ve sür’ati ilçelere hizmet noktasında takipçisi olmak zorunda olup kent içi sağlıklı yaşamayı, istihdam artırıcı projeleri ve yaşadığı kenti sonraki yıllara sorunsuz yüzyılımıza ve tarihimize yakışır yaşanabilir bir şehir yapmakta zorluk çekmeyecektir. (Yollar, altyapı işleri, ulaşım, imar planları, temiz ve pis su hatları, çöp)
İlçe belediyelerinin gayretli, ufku geniş yönetim anlayışı ile hizmetler daha hızlı ve sağlıklı olacaktır. Kendi içine dönük yönetim anlayışı ve dünya ile kopuk bir yönetim anlayışı kenti yeni yüzyıllara hazırlayamaz. Bu nedenle değerlerimizin kıymetini bilen bir anlayış ile yaşadığımız şehri her anlamda geleceğe hazırlamak ve dünyaya açmak gerekmektedir. Hiçbir şeyde geç kalınmış sayılmamalıdır. Kentsel Dönüşüm Projeleri vasıtası ile geniş vizyon bakışı, paylaşımı kabullenen ve bilgisine sahip yönetim anlayışı ile yaşadığımız kenti daha modern, yaşanılabilir, kültürüne sahip, donatıları öne çıkmış şehre kavuşabiliriz.

2014 yılındaki yayınlanan yazıma bugün devam ettiğimde;

unye-ve-kentsel-donusum-2Ünye’mizde sahil boyunca yıllar önce yapılan, Çin Seddi gibi sıralanan binalardan dolayı maalesef şehir içlerine doğru olan yerleşim alanları ile sahil bandı bütünleşememiş ve adeta hava akımının şehir içlerine girmesine engel olmuştur. Bunun nedeni ise, zamanında şehrin gelişimini uzun vadede planlamasını yapmamak ve günübirlik popilist siyaset anlayışıdır. Bu nedenle de sağlıksız yaşam alanları oluşmuş, hava ve güneş almayan ekonomik ömrünü tamamlamış rutubetli sağlıksız binalar hüviyetinde olup, ambulansın, ,araçların ve itfaiyenin giremediği sokaklar, otopark ihtiyacının karşılanmadığı, sosyal donatı alanlarından yoksun bir yerleşim olmuştur. Şehir içi yerleşim alanları sahilden kopuk ve bütünleşme imkânı olmamıştır.
Şehrin geleceğini ve şehirde yaşayan toplumu ilgilendiren konularda kamuoyu ile istişarelerde bulunmak, değişik fikirleri ve alternatif projeleri de dikkate alarak projeler üretmek Sosyal Belediyecilik kavramının içindedir.
Gün gibi aşikâr olan çarpık kentleşmeyi, daha düzgün, ihtiyaca yönelik modern bir kent yaratmak(Alt yapı ve üst yapısı ile) varken bugüne kadar yapıldığı gibi yaptım oldu mantığı ile hareket edilmeyeceği kanaatindeyim.2014 yılında yazdığım yazıda bahsettiğim gibi, yıkılan binanın yerine yenisini yapmak Kentsel Dönüşüm yapmak değildir.
Bu nedenle Kentsel Dönüşüm başlığı altında yıkılan yerlerin yerine yapılması düşünülen olan binalar Kent estetiğine katkı sağlamalı, zaten yoğun olan trafiği de keşmekeş içine sokacak bir durum olmamalıdır. Kent estetiği ve ihtiyaç olan donatı alanları yaratmak yerine, boşaltılan alanlara şehrin gelişimini ve ihtiyacını gözetmeden yapılan projeler (eski dönemlerde yapılan gibi) yapılırsa doğru iş yapmış olunmaz.
Bana göre şu anki yerinde olan Belediye binasının da başka yere taşınıp meydanla Yunus Emre Parkı ve İskeleyi bütünleştirip, Atatürk parkı arasında sahilde rekreasyon alanı yaratmak ve sahile yüz tutan mevcut binaları da butik otellere teşvik etmek daha iyi olur kanaatindeyim. Hatta bu aksta trafiği yer altına alıp, battı çıktı ile rekreasyon alanını şehir içi ile entegre edebilirsiniz. Bu proje bütçesi ile beraber güçlü iktidarımızda yapılabilir kanaatindeyim.
6306 Sayılı Yasa ciddi anlamda Belediyelerin önünü açmaktadır. Bu yasa, çarpık sağlıksız şehir koşullarından, Tarihini, Sanatını, Yeraltı, Yer-üstü Kaynaklarını, Kültürünü, Yok olan Değerlerimizi, Sosyal donatı alanlarımızı, Ulaşımı, Otopark ihtiyacını, Doğal güzellikleri, Tarihi Eserleri ve Beşeri ilişkileri geliştirecek bir anlayış ile yeni düzenlemelerle, yaşadığınız şehrin hangi zenginliklerini, hangi imkanlarını ön plana çıkararak, hedef koyarak sağlıklı modern bir şehirciliğin önünün açılmasına fırsat vermektedir.
Doğru olanı takdir etmek var ise, yanlış yapılan bir uygulamayı da eleştirmek olmalı. Ortak akılda buluşulmasına ve sürece katkı sağlanmalıdır. Bazen yaşadığımız çevre içinde her şeyi göremiyor olabiliriz. Bu nedenle değişik branşlarda mesleğinde başarılı olmuş Ünye Kültürü ile büyümüş, yaşamış ve değerlerine hala sahip Ünye’li dostlarımızın da bilgi ve tecrübelerinden faydalanmanı yararlı olacağı kanaatindeyim. Ünye dışında olmak, Ünye’nin sorunlarını değerlerini güzelliklerini çirkinliklerini bilmiyor görmüyor demek değildir.

Diyoruz ya hep ; ORTAK AKIL’da buluşalım diye…

Saygılarımla,
Mimar Nihat ŞEN

admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir