Kardeşlik, komşuluk, dostluk, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, birlik ve beraberlik, Aziz Milletimizi diğer milletlerden ayıran önemli hasletlerdendir. Bizi biz yapan, tüm değerleri ve zenginlikleri barındırmaktır.
Dostluklar, muhabbetler, sohbetler, sevdalar tadında yaşanır. Bizlere düşen bu zenginlikleri korumak, beslemek ve geliştirmektir.
İnsana yatırımı, insanımızı “hizmetlerin öznesi” olarak görmek zorundayız. Attığımız her adımda toplumumuzu oluşturan her bir ferdin değer, talep ve beklentilerini esas almak zorundayız. Muazzam potansiyelimizi harekete geçirerek, güven verici hizmet politikalarıyla topyekûn bir gelişimi yapmak zorundayız. Alt yapı, üst yapı, sağlık, ulaşım, eğitim, kültür, sanat ve aklınıza ne gelirse her alanda kararlı, samimi adımlar atarak planlama yapmak durumundayız. Atacağımız bu adımlar hepimizin “ortak aklı” ve “ortak gönlü” olarak görmek zorundayız. Hizmetleri gerçekleştirirken en büyük güvence vatandaşlardan alınan irade gücü olmalıdır. Toplumsal farklılıklarımız bizim en büyük zenginliğimizdir. Atalarımız ne güzel söylemiş” YALNIZ TAŞ, DUVAR OLMAZ” diye. İşte bizde bu anlayışla hareke etmeliyiz.
Bizim anlayışımızda sen-ben yok “biz” var. Biz “bir”iz, birliğiz, birlikteyiz. El ele, gönül gönüle hep beraber olacağız. Biz; hep birlikte Türkiye’yiz.
Biz; bağrından Mevlanalar, Hacı Bektaş-ı Veliler, Karacaoğlanlar, Pir Sultan Abdallar, Yunus Emreler, Aşık Veyseller çıkarmış bir milletiz. Farklıya saygı ve hoşgörü bu kardeşliğin özüdür.
Bu değerlere sahip olmak, günümüz dünyasında imrenilecek büyük hazinelere sahip olmak demektir. Ne mutlu bize !
Ayrılığa gayrılığa değil, hoşgörü ve kardeşliğe yelken açalım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kenetlenerek, birlik beraberlik ile ülkemizi daha ileriye taşıyacak yeni projeler, büyük projeler gerçekleştirelim. Bu yolda azim ve kararlılıkla ilerleyelim. Bunları başardığımız sürece, hedeflerimize daha hızlı ulaşacağımızdan, huzur ve mutluluğumuzu arttıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.